Translate/Çeviri

Wednesday, January 15, 2014

Şarkı dediğin;

9857 Şarkıdan Rastgele bir tanesini açarsın da en bulaşılmayacak şarkıya denk gelir ya.
Oturdum yine Ayşe Özyılmazel - Çocuk şarkısını dinliyorum.
Youtube'de bile yok bende var arkadaş. Nasıl diye sorma bilmiyorum.
Neyse;
Yanılmıyorsam, 2010 dan beri şehrin ışıklarını izleyebilecek bi noktaya çıkıp bu şarkıyı dinliyorum.
Ocak olmasına rağmen kendimi eylüldeymiş gibi hissettiğim ayda bu sefer farklı bir semada ; sıçtığımın Kıbrısında bu şarkıyı dinliyorum.

Yazmak istemesem de bu şarkı çıkınca duramadım.
''Sanma ki sağlam şu yüreğim hala'' dediğinde basmaya başladım klavye tuşlarına.
Fırtınada bulduğum bi tahta parçasına tutulmuş gibi sürüklenirken bu dakikalarda yazayım dedim.

Işıkları kapattım.
Kapattım çünkü karanlıkta dikkat dagılmıyor.
Her yer simsiyah olunca gördüğün tek şey yine sen oluyorsun.

Hazır kendimle bizbizeyken sönmüş sigara izmaritinde kalan kül gibi kalmasın dedim bir şeyler.
Düşsün ve ayrılsın o bedenden.
Sonra fısıldamaya başladım kendime:

Karşıma geçmiş aşk mı diyorsun?
Olmuyor herşey istediğin gibi çocuk
Bende değiştim sorsana yıllara;
Kalmıyor herşey bıraktığın gibi çocuk.







Friday, January 10, 2014

Bu Yazıyı Kendime Yazdım



Haritanda olmayan bir yerde denizin ortasındasın yine Bafi. Boğulucaksın ya da karaya çıkacaksın. Yorgunsun kardeşim. Salmak istiyorsun kendini. Kendin suya gömülürken o denizin mavisinde dibe çöküşünü izlemek geliyor içinden. Kasların ağrıdı. Sabrın tükendi. Bıktın. Kahretsin ki pes etmene ramak kaldı.

Karada olsaydın da emin ol seni tutan dal kırılırdı. Seninle büyüyecek olan yapraklar kopar, yere düşer, bir kısmı rüzgarın nefesiyle senden nefret edercesine kaybolurken diğerleri de bir daha görmek istemezcesine sararırdı.

Şans deme arkadaşım şuna, kader de deme. Elindeki zarı sen attın. Sen başladın bu kumara ve sen bitirdin. Neyini satacaksın daha? Ruhunu koydun be ortaya . Ekim 2010 da yazdığın şiiri hatırlıyor musun ?

Yaşamla Kumar Oynuyorum Rahatsız Etme !
Atacağım Her Zar Aleyhime!
Avuç İçlerimdeki Terimi Sil.
Yek Atarsak Ölür, Düşeş Atarsak Sürünürüz.
Hayat Tefeci Çare Yok.
Ya Atacağız, Ya Atılacagız.
Oyundan Atılmamak İçin Sus!
Ve Oynamama Karışma.
Belki Cenhenneme Çıkarken Acırlar da;
Cennete Salarlar Bizi.!

3 Sene sonra yine döndün başladığın noktaya. Yok, yok telaşlanma daha konuşacağım. Bırak da devam ediyim.

Nası bi çocuk oldun oğlum sen? Doğum gününe günler kaldı. Sözde büyüdün ama bana göre aslında büyümedin, büyüyemedin.Yapma dediklerimi hala yapıyorsun be Bafi. İçinde haykırıyorum ama hala dinlemiyorsun, sessiz çığlıklarımı duymuyorsun. Sağır olmuşçasına dönüp bakmıyorsun bile bana.

Dinle artık beni. Lütfen artık kaldır başını. Yaşayan bi ölü gibisin. İçin çürüyor. Şu gözlerini aç biraz daha bak aynaya. İçinde ne göreceksin? Ben söyleyeyim sana; örümcek ağıyla örülmüş bir beden! Ah, o kadar uzun zamandır uğramıyorsun ki bana.

Bazen sana acıyorum. Sivrilmiş bir kalem gibiyken sürte sürte nasıl düzleşmişsin de farkına varamamışsın diyorum. Acı cekmeye bu kadar mı alıştın da gıkın çıkmadı be oğlum? Kulak temizleme pamuğunun sapı gibi oldun. Tek kullanımlık.

Kaldır o koca kafanı ve silkin!
Dök şu içini, at kenara çürümüş bir ceset gibi kokuşmuş dertlerini.
Devir omuzlarındaki sana ait olmayan yükleri.
Kıvranma ve geç bu işleri çocuk!

Aralıksız 3 aydır oturup hayatının fon müziği  diye '' Herkes Kendi İşine '' dinlemiyor musun?
Bırak artık suyu çıkmış bu dünyada '' Herkes Kendi İşine '' baksın.
Sen kendi hayatını yaşa.

Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar Bafi. Benim bu içindeki son şansım.